28 Mayıs 2025 Çarşamba

gençlik. 11a

Türkiye’de genç olmak dedin mi; Dünya’da hiçbir ülkenin gencinde olmayan bir şey vardır Türk gencinde.

Hayal… Finlandiyalı bir genç gibi Dünya’nın ilk yüz üniversitesi arasına girmiş bir üniversitede, o üniversitenin seçkin bir bölümünde okumak…

O bölümün binlerce kitaplık kütüphanesinde araştırma yapmak. Spotify’da dinlediğin bir senfoniyi dersten çıktığın bir ilkbahar akşamında konser salonunda dinleyebilmek hayalini kurabiliyorum mesela.

Buzlar ülkesi İrlanda’dan gelen gençlerin bir aylığına harçlıklarıyla gelebildiği bir tatil köyüne bir haftalık da olsa öğretmen anne babamın maaşıyla gidebilsem, gelsin servis tabakları, gitsin soğuk meşrubatlar…

Fransız Emma gibi mesela… Tek bilet alıp trenle Avrupa’yı gezebilsem.

İngiltere’de British Museum mesela. Manş Tüneliyle Fransa’ya… Champs-Elysees sokakları dar gelir bana. Oradan Almanya’daki Ren Şenlikleri’ne.

Avusturya’da Mozart Evi, Prag’da sonbahar…

Norveçli Johanson.

Sınıfta enflasyonu konuşuyor mudur?

Hayat pahalılığını?

Almak istediği bilgisayarın ne kadar zamlandığını?

Ya da spor dersinde giyeceği ayakkabının çakmasını nereden bulabileceğini?

Soruları genişletebiliriz…

Mesela, İtalyan Giovanni lise çağında bir delikanlı. Yaşadığı iklimde, Fiat 500’üyle ve arkadaşlarıyla ülkesinin tozunu attırıyordur. Kaçırdığı rock konserlerine hayıflanıyordur. Ya biz? Kaçırdığımıza değil, gidecek durumumuzun olmayışına; Fiat 500’e değil, zamlanan dolmuşa hayıflanıyoruz.

Sokakta başı boş dolaşan hayvanlar. Yatırım adı altında yağmalanan ülkesi ve iki cami arasına sıkışmış kocaman bir ‘’Z’’.

‘’Hayaldi, gerçek oldu!’’ denilerek mahvedilen bir gençlik. Yarısı zombi gibi duyarsız ve bitik, diğer yarısı ise hayalini yaban elde arayan gençlik…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder