3 Temmuz 1918'de Troya savunmasıyla İstanbul ipten alınınca Fatih'i hatırlatsın diye Mehmet unvanı verilen padişahımız efendimiz Reşat ölünce, 57 yaşındaki son padişah Vahdettin, Dolmabahçe Sarayına çıktı. Sarayı vatan bilmesi konusunda şüphe yoktu. Akabinde Almanya'nın başını müttefikler gövdeden ayırınca; kolları olan Osmanlı, ittifak gövdesinin iki yanına düştü.
İttihat Terakki'nin
troykası başı kesilmiş ülkeye çıkarken Limni adasında vatanın toprağının
kefelenmesi tamamlanmak üzereydi. Kutsal toprağı anası, kardeşi, bacısı, evladı
bilen vatanperverler pusulanın Anadolu olduğunu gördü. Teşkîlât-ı Mahsûsa'nın
adı Mim Mim oldu, karakol oldu. Yenilmez üyeleri umudu Anadolu'ya taşıdı, bölge
bölge bağımsızlık ateşleri yakıldı. Adana'da Kilikyalılar, Trakya'da Paşaeli,
İzmir'de Redd-i İlhak, Kars'ta, Ardahan'da, Batum'da Kafkas Geçici Şura
Hükümeti oldu. Kelebek Cumhuriyeti'ydi diğer adı.
Cihangir oğlu İbrahim Bey
liderliğindeki Şura Hükümeti, Moskof'un gavuruna, Ermeni'nin komitacısına,
Gürcü'nün hilebazına Kafkas'ın dağlarını terk etmeyecekti.
Gökyüzünde görülebilen en
büyük yıldızdır Tarık yıldızı. İşte o Tarık; gecenin zifiri karanlığında
kaybolan, yönünü arayan, lakin yön diye makus talihine teslim olmayan milleti,
Erzurum'da, Sivas'ta birleştirdi.
Ve 28 Ocak 1920'de,
İngilizlerin saraydaki yaveri Damat Ferit Hükümeti sözde barış için San Remo'ya
çağrıldı. Bir çırpıda San Remo'ya gidildi. Elinde Sevr'in taslağıyla dönen
sarayın Tevfik Paşa'sı bile, ''Taslak, Osmanlı'nın infazıdır.'' dedi.
10 Ağustos 1920'de,
sultanımız efendimiz Vahdettin onayı ile Saltanat Şurasında koca imparatorluğu
defnettiler.
Sevr'e kim mi sevindi?
Ermeniler, Eylül 1920'de
İngiliz desteği ile Aras'ı, Murat'ı geçtiler. Çizmelerinin değdiği her yer
kurudu. Türk anaları şehit düşen kınalı kuzularına, gelinlik kızlarının çamura
değen yaşmaklarına ağladı. Küçük kıyamet yaşandı.
Karabekir'in cenk edenleri
izler mi bu kıyameti? Süngüsü olan süngüsü, palası olan palası, kılıcı olan
kılıcı, tüfeği olan tüfeğiyle Kafkas Dağları'nı, Dadaş Erzurum'u, yurdun kalesi
Kars'ı, Serhat'ı Artvin'i çapulculara dar etti.
3 Aralık 1920'de, Mustafa
Kemal'in askerleri Ermeni katliamını sona erdirdi. Diplomatları Gümrü ile
Ermenistan sınırını çizdi.
Türk-Sovyet dostluğu,
doğudaki barışın mimarı oldu. Gürcülerle 23 Şubat 1921'de Kafkas yaylasının,
Efkar tepesinin, Muratlı Kalesi'nin, Maçahel'in Türk yurdu olduğu tescillendi.
7 Mart'ta Halit Paşa,
işgalci Gürcüleri kan akıtmadan bu aziz topraktan memleketlerine yolculadı.
Mustafa Kemal'in
askerlerine, diplomatlarına selam olsun! Adı unutulan, yüreği vatan için çarpan
aziz şehitlerimizin ruhu şad olsun!
Bugün barış varsa Doğu'daki
komşularımızla; Türk'ün atasına selam olsun!
Ne mutlu Türk'üm diyene!
Ecem Naz YILDIRIM
Artvin Sosyal Bilimler Lisesi
– 10/A
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder