28 Mayıs 2025 Çarşamba

hazırlık/a Dünya Barışı

 18 Ocak 2013

Bugün çok mutluyum. Takdir aldım. Sınıf öğretmenim günlük yazmam için bu defteri hediye etti. Okul müdürümüz yaptığı konuşmada milletimizin tüm milletlerden üstün olduğunu söyledi. Hepimiz alkışladık.

1 Şubat 2013

Biraz kendimden bahsedeyim. 11 yaşındayım. 6 kardeşiz. Aslında 4 kardeşiz ama annem 2 ineğimizi evladı gibi seviyor. İki ablam var. İkisi de Başkent’te yaşıyor. Büyüğü doktor, ortanca ablam ise öğretmen. Bir de 5 yaşında, okul görmemiş kız kardeşim var. Köyde patates ve soğan ekiyoruz.

16 Mart 2013

Babam haber izlerken gözüm takıldı. Başkent yakınlarındaki bir üniversitede olaylar çıkmış. Polisler öğrencileri tutukluyordu. Babam çok üzüldü. Gizlice gözlerini siliyordu.

3 Mayıs 2013

Bugün çok üzgünüm. İneğimizin biri gece çalınmış. Babam az önce küfrederek eve geldi. Bu sıralar köyde herkesin ineği çalınıyormuş.

30 Mayıs 2013

Yaz tatili yaklaşıyor. Sanırım Başkent’e, doktor olan ablama yollayacaklar beni. Mutlu olmam gerekiyor ama hiç mutlu değilim. Neden mi? Öğretmenimiz artık kızların okula gelmemelerini istedi. Bence bu iş, birkaç gündür sokaklarda dolaşan tanımadığım sakallı adamların işi.

2 Eylül 2013

Sevgili günlük, sana uzun zamandır yazamadım. Hiçbir şey artık önceki günler gibi değil. Daha önce bahsettiğim sakallı adamlar, artık her yerde. Galiba okullar hiç açılmayacak.

20 Ekim 2013

Babam sabah kardeşim ve beni bağıra çağıra uyandırdı. Sanırım bir yere gidiyoruz. Bavullar, çantalar, torbalar, erzaklar… Elimizden tutan annem ve traktörün üstünde bekleyen babam…

22 Ekim 2013

Arkadaşım günlük, anlatsam inanmazsın. Babamın traktörüyle, 4 aile ve onca eşya, sınırdan geçtik. Reyhanlı’ymış burası. Ülkemizdeki olaylardan kaçtık. Komşumuz Türkiye, kapılarını biz ve bizim gibi onca Suriyeli’ye açtı.

20 Şubat 2014

Kilis’e yerleştik. Misafirhane denilen çadırdayız. Bizimle El-Baha köyünden gelen bir aileyle birlikte kalıyoruz. Yemekler güzel. Ama okula gidemiyorum.

1 Temmuz 2014

Bugün öğretmen olan ablam eniştemle birlikte sınırı geçip yanımıza geldi. Ona sımsıkı sarıldım. Keşke sarılmasaydım, keşke gelmeseydi. Şam’da hastaneye atılan bir bomba sonucu doktor olan ablamın öldüğü haberini getirdi.

20 Eylül 2014

Yaklaşık 1 yıl aradan sonra yeniden okula gittim. Sanırım Türk çocuklar bizi hiç sevmiyor. Hastaymışız gibi bizden uzak duruyorlar. Öğretmenler iyi kalpli ama anlattıklarından hiçbir şey anlamıyorum.

3 Ocak 2015

Bugün misafirhane çadırlarında yangın çıktı. Kardeşimi kaybettik. Annemin her tarafı yandı. Allahım’a annemi kurtarsın diye etmediğim dua kalmadı. Çadırdan kurtarabildiğimiz şeyler yalnızca kardeşimin oyuncak kamyonu ile benim okul çantam oldu.

7 Mart 2015

Duanın bir işe yaramadığını anladım. Annemi yabancı bir ülkede, yabancı bir toprağa defnettik. Babamla baş başa kaldık. Sanırım İstanbul’a gideceğiz. Babamın amcaoğlu orada bir iş tutmuş. Babamı da çağırdı. Bu arada bir soru aklımı çok kurcalıyor. Ülkemizi karıştıran bu adamlar, Suriye’ye Türkiye üzerinden girmişler, o halde biz niye Türkiye’deyiz?

8 Nisan 2016

Merhaba günlük. Artık sana Türkçe yazıyorum. Yeni bir dil öğrendim ama yeni bir insan değilim.

16 Temmuz 2016

Bizim ülke gibi Türkiye’de bir anda karıştı. Sanırım anlayacak yaşta değilim. Zaten insanların birbirini neden öldürdüğünü 100 yaşıma gelsem de anlayamam.

20 Ocak 2020

Şansa bak ya! 4 yıldır ayrı olduğum günlüğümü eski okul çantamda buldum. Okul çantamı bulduğuma daha çok sevindim. Bana annemi hatırlattı. Sımsıkı sarıldım ama annem gibi kokmuyordu.

22 Ocak 2020

Sana yazdıklarımı tekrar okudum. Acaba seni yaksam, geçmişe dönebilir miyim? 7 yıldır ülkemi yakıyorlar, insanımı yakıyorlar ama hiçbir şey değişmiyor.

27 Şubat 2020

Saat 23.00. Uyku tutmuyor. Yazdığım ve yazamadığım ne kadar çok şey yaşamışız. Türk askerleri doğduğum şehirde şehit edilmiş. Ne garip be günlük! Biz Suriyeliler Türkiye’deyiz. Türk askeri ise bizim ülkemizde. Barış diye savaş başlatan, insanlık diye cinayet işleyen bu akla lanet olsun.

28 Şubat 2020

Babam çalıştığı tekstil atölyesinden koşarak geldi. Hazırlanmamı söyledi. 7 yıldır sürekli hazırlanıyorum. Türk Devleti sınırı açmış. Yunan tarafına geçecekmişiz. İkimiz için iki yüz ellişer lira vererek Edirne sınırına gidecek otobüsten yer ayarlamış.

1 Mart 2020

Sevgili günlük, Edirne sınırındayız. Kapıda Pazarkule yazıyor. Yunanistan’a geçince Yunan vatandaşı olup kurtulacakmışız. Burada binlerce insan var. Annemden sonra artık dua etmiyorum. Umarım şansımız yaver gider.

4 Mart 2020

Günlük, gözyaşlarımı bağışla. Artık dünyada yapayalnızım. Babam, Meriç Nehri’ni geçerken boğuldu. Aklıma bu günlüğü aldığım gün geldi. Müdürümüz ne üstün bir millet olduğumuzu anlatmıştı. Ne çok alkışlamıştık.

Şu an bir Türk köylüsünün evindeyiz. Bana sahip çıktılar. Yaşıtım Mehmet, beni hiç yalnız bırakmıyor.

Mesele ne Arap, ne Türk olmakta. Mesele ne Yunan, ne de Alman olmakta…

Nispeten bu genç yaşımda anladım ki mesele insan olmak ve insani değerleri yitirmemekte.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder