13 Eylül 2020 Pazar

Grigory Petrov – Beyaz Zambaklar Ülkesinde / Kısa ve En Önemli Olabilecek Notlar

 Grigory Petrov – Beyaz Zambaklar Ülkesinde - 26/06/20 - 26/06/20

Yeni nesillere artık eskimiş, gerçekten zamanı geçmiş yönetim tarzları zorla uygulanamaz. Yeni nesillere daha yeni, daha akla uygun, daha adaletli, daha sağlam temellere dayanan yönetim tarzlarının uygulanması gerekir. Aklı başında yöneticilere sahip ülkelerde, artık bu işler böyle yapılmıyor. Bu memleketlerde, sarsıntı ve yıkıntılara meydan vermeden, halkın yönetimi için daha çok bilgi ve düşünce isteyen, daha adaletli yollara başvuruluyor.

Kimi ülkelerdeyse devlet adamları, halkın yönetim ve eğitiminin yavaş yavaş düzeltilmesi gerektiğini anlamıyor veya anlamak istemiyor. Sayfa 8

Carlyl’a göre; millet ve cansız bir kil tabakası gibidir. Eğer bir sanatçının eline geçmezse, sonsuza kadar şekilsiz ve hareketsiz kalır. Kısacası Carlyl’ın fikrine göre, milletlerin ve hatta bütün insalığın tarihini yapanlar, manen kuvvetli olanlar, zeka ve yetenek sahibi bireylerdir.

Kahraman, halkı heyecanlandırır ve alevlendirir. Fakat onu milletinden aldığı ateş ve heyecanla yakar.

Finler, kendilerine ‘’Suom’’ ve çok sevdikleri ülkelerine de ‘’bataklık arazi’’ anlamına gelen ‘’Suomi’’ derler.

Finlerin sahip olduğu büyük kültür ve medeniyet, sadece millet fertlerinin çalışmalarının bir ürünüdür.

* Millet sizi iyi bir öğrenim gördükten sonra, bir maaşa konasınız, akşamları kahvelerde iskambil veya domino masasının başına geçip eğlenesiniz diye okutmamıştır.

* Tüm bunlardan halkı suçlamak mümkün müdür? Dinden halka, kim, nerede, ne zaman ve nasıl söz etmiştir?... Şimdi ise, büyük yortularda bile kiliseler bir çöl kadar ıssız!

* Veba, kolera mikropları gözle görülemez. Ama bunlar çok küçük olsalar da bütün bir ülkeyi kırıp geçirir.

* Şehirlerdeki evlerde çoğunlukla oturularak geçirilen bir yaşam, sağlığı bozar, kasları gevşetir. Kanı zehirler, insanları tembelleştirir.

* Suç gençlerde değil, sizde! Siz gençleri nasıl eğitirseniz, onlar da öyle yetişir. Gençlere ne terbiye verdiniz?

* Anne babalar, çocuklarının ruhunu etkileyecek sözleri bilmezlerdi ki söylesinler. Onların kalıplaşmış ve sıradan öğütleri çocuğun ince ruhunda bir etki yapmazdı.

Lev Tolstoy şöyle demiş: ‘’Herkes, hayatında sadece refaha kavuşmak ister ama hiç kimse hayatı yükseltmek için gayret göstermez ve çalışarak hayatını daha iyi bir şekilde ayarlama ihtiyacını duymaz.’’

* Eğer gençliğin ruhunu, ekilmeyen bir tarla gibi kendi haline bırakırsanız, orada ısırgan ve diken yetişir.

* Talihsiz millet! Hem soyulur hem de birbirini soyar. Tanrı sevgisi için ulu mabetler yapar, sonra bu binaların önündeki meydanlıkta binlerce insanı diri diri yakar. Bir kısmı da Tanrı yolunda ölür.

* İçimden de, Ey Tanrı’m, beni niçin yakalattırmıyorsun diye isyan ediyordum, yakalanmayınca daha çok kızıyor, gökyüzüne bakıp demek ki orası da boş, yeryüzü de yalan, gök de yalan, diyordum.

* Biri, soğuk bir karanlık ve bilgisizlik içinde ölmüş, diğeri güneş ışınlarıyla parlak bir bahar hayatı yaşamaya çağrılmıştır. – Haydut Karokep

* İnsanlık her zaman koca bir çocuğa benzer. İnsanlar kendi aralarındaki anlaşmazlıkları hep kavga ve gürültüyle çözerler. İyi fikirlerini bile eli sopalı savunmak isterler. – Yarvinen’in ilhamı olan konferanstan

* Ben kurabiye satarım ama niçin kendi sanatımda, kendi işimde Robinson olmayayım? Bu işi o dereceye vardırabilirim ki, ballı ve tatlı kurabiyeler, bu ülkede yalnız zenginlere özgü bir lüks olmaktan çıkar, fakirler de bunları kolayca elde eder.’’

* Sanırım, yeryüzündeki ulusların çoğu henüz yamyamlıktan kurtulamamıştır. Yalnız, şimdiki yamyamlık eskisi gibi değil. Başkalarının topraklarını zorla alan komutanlardan, niçin bu kadar büyük bir saygıyla söz edildiğini anlayamıyorum. Büyük İskender, Anibal, Sezar, Napolyon ve daha bunlar gibi binlerce komutan, yabancıların topraklarını yağma etmekten başka ne yapmıştır?

* Milletin bu katlanma gücünden aşk ve heyecanla söz edilir. Milletin sabırla dayanması, bir din derecesine yükseltilir. Zaten Hristiyanlığını sabır ve dayanma dinine çevirmemişler midir? Sayfa 80

* Memleket halkının en kalabalık ve asıl kesiminin kültürden yoksun bırakılması, bir cinayettir. Bu, devletin kendi kendini yıkması, yağma etmesi demektir.

Sayfa 88, Dante – Cehennem. / Sayfa 91 – Çocuklara vurulan iğneler.

‘’Sen, ne Sezar’dın ne Napolyon’dun. Bir karış toprak işgal etmedin. Bir damla kan dökmedin. Fakat yurdumuza binlerce yeni, sağlam, güçlü ve çalışkan el kazandırdın.

Milletin sağlığı için çalışıp didinen büyük kahramanın adı, sonsuzluğa kadar övülsün!’’ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder